Aniden ortaya çıkan dolaşım yetmezliğine bağlı olarak, beynin kısa süreli kansız kalması sonucu görülen geçici bilinç kaybına epilepsi denir.
Baygın kazazedenin yüzüne su serpilebilir, bu uyarı sonucunda kişi daha çabuk kendine gelir.
Kandaki şeker oranının yükselmesi sonucu hiperglisemi, kandaki şeker oranının düşmesi sonucu hipoglisemi ortaya çıkar.
Hiperglisemi gelişiyorsa, kişiye hemen bir kesme şeker verilir. Veya kişi kendisi içebilecek durumdaysa, şekerli içecekler (varsa kola, meyve suları da olabilir) içirilir.
Beyindeki elektriksel aktivitenin geçici olarak durması veya bozulması sonucu, kişinin kasılması ve bilincinin kaybolması olayına epilepsi denilmektedir.
Epilepside uyarıya gereksinim yoktur, çünkü olay dolaşımdan ve beyindeki elektriksel aktivitenin geçici bozulmasından kaynaklanmaktadır.
Epilepsi krizinde hastanın yumruk şeklindeki ellerini açarak kendine zarar vermesini önlemeye çalışmak gereklidir.
Kalp, bir süre gereksiniminden az oksijenle beslenmek, zorunda kalırsa, kişinin soluğunu kesecek kadar şiddetli göğüs ağrısı olur, bu ağrıya akut myokard enfarktüsü denir.
Bilinçsiz hastanın yan yatırılmasına, özellikle de başın, kusmuk veya sekresyonun dışarı akabileceği şekilde yana çevrilmesi pozisyonuna koma pozisyonu adı verilmektedir.
Genelde, beyni besleyen kan damarlarının yırtılması veya tıkanması gibi nedenlerle, beyindeki kanlanmanın bozulması sonucu ortaya çıkan bir tabloya epilepsi denir.
Kardiyojenik şokta primer sorun, kalbin pompalama gücünün yetersizliğidir.
Sol ventrikül myokardının % 40’dan fazla nekrozu kardiyojenik şoka neden olur.
d3 Boyun venlerinde dolgunluk, dispne, kardiyojenik şokun önemli bulgularındandır.
Solunum sesleri normal, kalp hızı 60 ile 150 arasında, sistolik basınç 90 mmHg’dan fazla ise IV 500 ml %0.9 NaCI solüsyonu uygulanır.
Hastada kardiyojenik şok gelişmişse nakil sırasında şok pozisyonu verilir.
Çocuk hastada kardiyojenik şokta damar yolu açılarak IV 10 mg/kg % 0,9 NaCl solüsyon uygulanır.
Vazojenik şoka neden olan sorun, damarların genişlemesi, yani damar tonusünün yetersizliğidir.
Vazojenik şokun; anafilaktik, nörojenik, hipovolemik olmak üzere 3 ana tipi vardır.
Anafılaktik şok, genellikle antikor yanıtı ya da hipersensitivite reaksiyonu ile ani olarak ortaya çıkan bir durumdur.
Sepsiste sıvı uygulamasına rağmen hipotansiyon devam ediyorsa septik şoktan bahsedilebilir.