Takiyettin Mengüşoğlu, insanın ne olduğu sorunuyla yakından ilgilenmiş ve insanı ontolojik temelde antropolojik bir varlık olarak tanımlamıştır. İnsanı açıklamada onun tek özelliğinden yola çıkmanın hatalı olacağını belirtmiş, insanın tüm yapısı ve eylemleriyle ele alınması gerektiği üzerinde durmuştur. Tüm alanlarda üretken olan insana bütünlükçü yaklaşılması doğru bir tavırdır. Ona göre insanın günlük hayatında gerçekleştirdiği her şey ahlak konusu içinde ele alınır, bunlar bir bütün hâlinde incelenirse ahlakın ne olduğu anlaşılır ve dolayısıyla insan da anlaşılmış olur. Parçadan hareketle Takiyettin Mengüşoğlu'nun aşağıdaki felsefe alanlarından hangisi üzerinde durduğu söylenebilir?
Kuhn'a göre bilim tarihine baktığımızda bazen bilimsel çalışmaların durma noktasına geldiğini, hatta bilimin mevcut durumdan daha geriye gittiğini görmekteyiz. Buna göre Kuhn'un aşağıdaki görüşlerden hangisine karşı çıktığı söylenebilir?
Nietzsche'ye göre özgür insan, içinde yaşadığı toplumun ahlak normlarının, değer yargılarının dışına çıkabilen insandır. O, yaşadığı sürüden kopmuş, kendi yolunu arayan, insanla ilgili her şeyi kendi gözleri ile görmek isteyen insandır. Buna göre aşağıdakilerden hangisi özgür insanın niteliklerinden biri olamaz?
Popper'ın doğrulanabilirliğe eleştirel yaklaşımı, onu bilim felsefesi çevresinde önemli bir düşünür haline getirmiştir. Eleştirel akılcılık olarak da adlandırılan bu anlayışa göre, bir kuramın bilimselliği onun "doğrulanabilme" özelliğinde değil, geçersiz kılınabilme imkânında ve çürütülebilme niteliğinde aranmalıdır. Buna göre Popper'ın bilimsel anlayışı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
Kuhn'a göre bilim süreklilik göstermez, bilimsel süreç zaman zaman gerçekleşen devrimlerle kesintiye uğrar. Bu devrimleri bilim, temel kabullere ters düştüğü için, başlangıçta kabul etmek istemez ve bastırmaya çalışır. Ancak devrimler öyle bir hâl alır ki, bilim bu devrimleri ve radikal değişimleri kabul etmek zorunda kalır. Bu durum aşağıdaki kavramlardan hangisi ile ifade edilir?
I. İnsanın varoluşunu ancak özgürce davranarak gerçekleştirebileceğini savunur. II. Özgürlük sınırsız olmayıp, sorumluluk ile belirlenmiştir. Özgürlük kişiye göre değiştiğinden evrensel ahlak yasası yoktur. Verilen ilkeleri ahlak felsefesinin temeline koyan görüş aşağıdakilerden hangisidir?
Sartre'a göre "insan ne ise o değildir, aksine ne değilse odur." İnsanın varoluş sürecine başlamadan önce, belirlenmiş ve değişmez bir doğaya sahip olduğunu iddia etmek, onun özgür iradesine kota koymaktır. Varoluş sürecindeki insan; kendi seçtiği olanaklar varlığı iken "kendisi için varlık" konumundadır. Fakat bir kağıt parçası ise, onu tasarlayan iradenin dışında bir varlık alanı gösteremediğinden, "kendinde varlık" olarak nitelenmiştir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi Sartre'ın varlık konusundaki görüşlerine uygun bir ifadedir?
Popper'a göre bir teoriyi doğrulamak üzere yaptığımız gözlemlerin sayısı ne kadar çok olursa olsun, bu tekrarlar teorinin gelecekteki tüm gözlemler için geçerli olacağı anlamına gelmez. Ama tek bir yanlışlayıcı örnek, bir teorinin tutarsız ya da yetersiz olduğunu göstermeye yeter. Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
Mantıkçı pozitivizme göre bir önermenin bilime konu olabilmesi için olgusal olarak doğrulanabilir olması gerekmektedir. Buna göre aşağıdaki önermelerden hangisi bilime konu olamaz?
Popper'a göre bir bilgi, sınanmalardan sonra belli durumları dile getirdiği zaman bilimseldir. Örneğin "Su 100 derecede kaynar." değil de "Şu koşullarda, şu kadar tekrarlanan deneylere göre su 100 derecede kaynar." ifadesi doğrudur yani bilimsel bir önermedir. Bu görüşten hareketle bilimsel önermelerle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
"Sihirli kuş, kırk ayaklı köpeği görünce koşarak uzaklaştı." şeklinde bir önerme mantıkçı pozitivistlere göre bilime konu olamaz. Bu durum mantıkçı pozitivizmin aşağıdaki tezlerinden hangisiyle ilgilidir?
Sartre için insan, varlığı gerçekleşmemiş bir potansiyeldir. Oysa masa bütünüyle gerçekleşmiş bir şeydir; geleceği yoktur veya her ne ise o olma olgusuyla belirlenmiştir. İnsan ise belirlenmemiş olup, kendisindeki boşluğu istediği şekilde doldurmak bakımından tamamen özgürdür; nasıl olmak istiyorsa öyle olacaktır. Buna göre Sartre'ın görüşleri ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
Felsefenin görevi dildeki kavramları çözümlemektir. Bu felsefe anlayışına göre bilime dayanan bilgi doğru bilgidir. Bir bilginin doğru olup olmadığını anlamak için de bilginin analizi gerekir. Bu amaçla bilimin kullandığı önermelerin kuruluşu ve yapısı incelenir. Verilen görüş aşağıdaki felsefi akımlardan hangisiyle uyuşmaktadır?
Nietzsche, insana değerlerin yeniden değerlendirilmesi görevini yüklemiştir. Nietzsche bu görevi yapabilecek insanı aşağıdakilerden hangisi ile ifade eder?
Varoluş, dünyada yer kaplamak ya da sadece nefes alıp vermek değildir. Hayvanlar da yer kaplarlar ve nefes alıp verirler. Ama var olmanın ne anlama geldiğini düşünmezler. Bunlar kendinde varlıktır. İnsan ise amacı kendisi olan varlıktır. İnsan istediği kadardır. Bu yüzden de kendisi için varlıktır. Parçada görüşlerine yer verilen düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
N. Hartmann, tek düze bir varlık alanı üzerinde varlığın sorgulanmasını doğru bulmaz. Bunun için de varlıkları; inorganik, organik, ruhsal, tinsel gibi katmanlara ayırır. Hartmann'a göre varlıkların sınıflandırılması, bir bakıma diğer görüşler için de birbiriyle çatışmayan yaklaşım alanları oluşturacaktır. Buna göre Hartmann'ın yeni ontolojisi için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
Günümüzde bilgi artışından dolayı insan, var olmanın anlamını unutarak kendi öznel gerçekliğine yabancılaşmıştır. Verilen ifade aşağıdaki yaklaşımlardan hangisine ait olabilir?
Varoluş kendi içinde diyalektik bir sıra izleyen estetik, etik ve dini varoluş olmak üzere üç aşamadan oluşur. "Estetik varoluş" aşamasının en belirleyici özellikleri; duyu deneyinde daima gerçeklik yerine olanaklılığın yeğlenmesi, bir öznenin yaşadığı bölük pörçük deneyimler, ironi ile kuşkuculuğun yok sayıcı kullanımı ve elden geldiğince can sıkıntısından kaçıştır. "Etik varoluş" ile anlatılmak istenen, dinsel bir yaşam sürdürülürken dâhi edinilmesi olanaklı bir yaşam görüşü ve daha yüksek bir aşama olan "dinsel aşama" ile sınırlandırılmış varoluş aşamasıdır. Görüşleri açıklanan düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
İnsan ilk önce vardır, sonra şu ya da budur. İnsanoğlu yaşamından başka bir şey değildir. İnsanoğlu eylemlerde bulunmaktan başka bir şey yapamaz. Düşünceleri birtakım tasarımlar, duyguları da girişimlerdir. İstemesek de her birimiz evrensel değerler merdiveninin bir basamağını oluştururuz. Parçaya göre Sartre'ın görüşü ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
Varoluşçuluk (Egzistansiyalizm), varlığın genel ve soyut çerçevede sorgulanmasını doğru bulmaz. İnsan doğrudan oluşun öznel ve somut göstergelerine yönelir. Çünkü insan diğer nesneler gibi değişmez bir özün varlığı değildir; kendi özünü kendisi belirlemek zorunda olan bir varlıktır. Bu yaklaşıma göre aşağıdaki çıkarımlardan hangisi yapılabilir?