Bakara suresinin 154. ayetinde “Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz.” denilerek şehitlere ‘ölüler’ demenin yanlış olduğu ifade edilmiştir. Şehitler Allah (c.c.) katında rızıklandırılmaktadırlar. Ayetin devamında bildirildiği üzere onlar diridirler fakat insanlar bunu fark edemez. İnsanların bilemeyeceği bu durum, anlayabilecekleri ‘ölü’ ve ‘diri’ kelimeleri ile bildirilmiştir.
Bu parçada ifade edilen, insanların bilemeyecekleri bir durumun anlayabilecekleri kelimelerle açıklanması aşağıdaki ayetlerin hangisinde vardır?
Kur’an-ı Kerim’de sabır ve sızlanma kelimeleri karşıt kavramlar şeklinde geçmektedir. Sabır, akıl ve zekânın; sızlanma, acizliğin bir ifadesi sayılmıştır. Buna göre, düşünen bir kimse haramlardan sakınma konusunda gösterilen sabrın, Allah’ın (c.c.) azabına sabretmekten daha kolay olduğunu bilir.
Aşağıdaki ayetlerden hangisi bu parçada sözü edilen konuya örnektir?
Aşağıdakilerden hangisi kıyameti tasvir eden ayetlerdendir?
Berzah, dinî terim olarak ölümden sonra başlayıp mahşerdeki dirilişe kadar devam edecek olan kabir hayatına denir. Dünya hayatı ile ahiret hayatı arasındaki bir geçiş dönemini ifade eder. Ölen herkes berzah âlemine girecektir.
Aşağıdaki ayet ve hadislerden hangisi ölümden sonraki hayatın bu parçada sözü edilen aşaması ile ilgilidir?
Aşağıdaki hadislerden hangisi ölümden sonraki hayatın ilk aşaması ile ilgili değildir?
Cenaze işlemlerinde belirli bir sıra uygulanır. Cenaze (I) musalla taşı denen yere konur, (II) kefenlenir, (III) usulüne uygun olarak yıkanır, (IV) cenaze namazı kılınır, (V) kabre konulur.
Cenaze ile ilgili işlemlerin doğru olabilmesi için hangi iki işlemin yeri değiştirilmelidir?
Tabiatın Allah (c.c.) tarafından yaratılıp idare edildiğini kabul edenler, O’nun ahiret hayatını da yaratıp devam ettireceğine inanmakta güçlük çekmezler.
Bu yargıda bulunan kişi hangi ayeti açıklıyor olabilir?
Ahiret gününde kulun tâbi tutulacağı hesabın sonucu, Kur’an-ı Kerim’de, “tartıların ağır yahut hafif gelmesi” şeklinde ifade edilmiştir. Nasıl olacağını Allah’tan (c.c.) başka kimsenin bilmediği bu hesapta “tartılar”ı ağır gelenler kurtuluşa erecek ve mutlu bir hayat süreceklerdir. “Tartılar”ı hafif gelenler ise kendilerini hüsranda bulacaklardır.
Aşağıdaki ayetlerden hangisi bu konuya örnek verilebilir?
İnsanı en güzel şekilde yaratan Yüce Allah, ona bazı sorumluluklar da yüklemiştir. Peygamberler ve ilahi kitaplar aracılığıyla insanlara doğru yolu göstermiş, onlara iyiyi ve güzeli açıklamıştır. Rabbimiz, kullarından iyiye ve doğruya yönelmelerini, güzel davranışlarda bulunmalarını, salih ameller işlemelerini istemiştir. İnsanın dünyada güzel davranışlarda bulunup bulunmama konusunda imtihan edildiğini açıklamıştır. Bu durum da göstermektedir ki salih amel işleyip işlememek, insanın dünya hayatında imtihanı kazanmasının ya da kaybetmesinin temel ölçülerinden biridir. Bu konuda Rabbimiz şöyle buyurmuştur: ........... Parçanın anlamlı bir şekilde devam edebilmesi için sonuna aşağıdaki ayetlerden hangisi getirilmelidir?
Kur’an-ı Kerim’de ahiretin anlatıldığı bazı ayetlerde, insanın kendisine, “Nasıl var oldum, ne olacağım?” sorularına cevap bulması istenir. Bu sorunun birinci kısmında, bir yaratıcının varlığına inanan kimse, söz konusu sorunun ikinci kısmında ahiretin varlığını benimser.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada bahsi geçen ayetlere örnektir?
(I) Dünyaya gelişinde pek âciz bir canlı olan insan, hayatının sonraki devrelerinde gelişip doğaya müdahale edebilen bir varlık haline gelir. (II) Ölümsüz bir âlem olan ahiretin varlığını benimsemek insanın yaratılışında bulunan bir özelliktir. (III) Ondaki bu gelişme kendisinde ebediyet duygusu meydana getirir. (IV) İnsanın, ölümden korkması bu ebediyet duygusuna bağlanabilir. (V) Hâlbuki insan her canlı gibi kendisinin de bir gün öleceğini bilir.
Bu parçada kaç numaralı cümle düşüncenin akışını bozmaktadır?
“Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele. Onlar, başlarına bir musibet gelince ‘Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aitiz ve şüphesiz O’na döneceğiz’ derler.” (Bakara suresi, 155 ve 156. ayetler.)
Bu ayetlerde aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
“Gafil durma şaşkın, bir gün ölürsünDünya sana bâki değil ne faydaEttiğin işlere pişman olursunPişmanlığın ele girmez ne fayda” (Teslim Abdal)
Bu şiirin ana fikri aşağıdakilerden hangisidir?
“Onlar, başlarına bir musibet gelince ‘Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aitiz ve şüphesiz O’na döneceğiz’ derler.” (Bakara suresi, 156. ayet.)
Bu ayette, müminlerin başlarına bir musibet geldiğinde hangi duruma düşmediklerine işaret edilmektedir?
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Kur’an-ı Kerim’de Müslüman’ın hayatında karşılaştığı olumsuz durumlarda nasıl davranması gerektiği açıklanmaktadır. Hayatta çeşitli olumsuzluklarla karşılaşan insanların bunlara sabırla karşı koyması istenmekte, bir yakını vefat eden müminin, “Biz Allah’a aitiz ve elbet ona döneceğiz.” (Bakara suresi, 156. ayet.) teslimiyeti ile Allah’ın (c.c.) takdirine rıza göstermesi gerektiği belirtilmektedir.
Bu parçaya göre;
I. Yakınların ölümünde Allah’ın (c.c.) takdirine razı olunmalıdır.
II. Olumsuzluklar karşısında mütevekkil olunmalıdır.
III. Sabrın da bir sınırının olduğu bilinmelidir.
yargılarından hangileri doğrudur?
Ölümle birlikte yok olup gideceğini düşünen bir insan için dünyadaki hiçbir şeyin anlamı kalmaz. Çünkü ...........
İkinci cümle aşağıdakilerden hangisi ile devam ederse anlamlı olur?
Aşağıdakilerden hangisi vefat eden bir Müslüman için geride kalanların yapması gereken görevlerden değildir?
Ahirete inanan bir insanın hayatı, düzen ve disiplin içinde olur. Çünkü o yaptığı iyi şeylerin mükâfatını, kötü şeylerin de cezasını göreceğine inandığı için kötülüklerden uzak durup iyiliklerini artırmaya çalışır. Ahirete inanmakla sorumluluk duygusu gelişeceği için bencillik ve aşırı hırstan uzak, tevekküle dayanan bir yaşamı olur.
Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabıdır?
Kur’an-ı Kerim’de sıkıntı ve belalar karşısında direnç gösterme şeklinde sabır tavsiye edilir. Ancak bazı durumlar karşısında tepkisiz kalmak doğru bir davranış değildir. Buna göre sabrın hükmü katlanılan sıkıntının mahiyetine göre değişir. Mesela haramlardan uzak durmada ve dinî görevlerin ifasında tahammül gösterme şeklindeki sabır farz; can, mal ve namusunun saldırıya uğramasına tepkisiz kalma şeklindeki sabır haram; bedenine zarar verecek derecedeki acılara katlanma şeklindeki sabır mekruh; dinen yapılmasında bir sakınca olmayan konularda sabır göstermek de mubahtır.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi farz hükmündedir?