İnsan, beden ve ruh boyutları olan bir varlıktır. İnsanın ruh boyutunun en belirgin özelliği inanmaktır. İnsanlık tarihinin tüm zamanlarında ve tüm toplumlarda inanç bir gerçeklik olarak karşımıza çıkar. Çünkü inanma duygusu insana yaratılışında verilen bir özelliktir. İnsan bu özelliği dolayısıyla bir ve tek yaratıcıya inanma ihtiyacı duyar. Bunun yansımaları tarih boyunca insanlığın kültür, sanat ve medeniyet birikiminde açık bir şekilde görülmektedir. İnsan, dünya hayatı boyunca huzur ve güven içerisinde yaşamayı ister. İnsanlar ancak iman sayesinde hayatlarını belirsizlikten ve karmaşadan kurtarıp anlamlı hale getirir. Bu yönüyle iman, insana niçin var olduğunu ve yaşadığı hayat içerisinde zorluklarla nasıl başa çıkacağını gösteren bir kaynaktır.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
İman edenler hidayete ermiş ve ebedî mutluluğu kazanmış olurlar. İmanın insanın lehine, inkârın ise onun aleyhine olacağı şu ayette belirtilmiştir: De ki: “Ey insanlar! İşte size Rabbinizden gerçek gelmiştir. Artık kim doğru yolu tutarsa kendi lehine bu yolu seçmiş, kim de saparsa kendi aleyhine sapmış olur. Ben sizin adınıza hareket edecek değilim.” (Yûnus suresi, 108. ayet.) Kulluk görevini layıkıyla yerine getirebilmek ve neticede Allah’ın (c.c.) rızasını ve cenneti kazanabilmek için insanın iman yolunu seçmesi gerekir.
Aşağıdaki başlıklardan hangisi parçanın ana fikrini yansıtmaktadır?
Dinî tekliflerde akıl esas alınmıştır. Kur’an’daki birçok ayette iman ile akıl arasındaki doğru ilişkiye işaret edilmiştir. İman etmiş olmak akıl dışı değil, bizatihi aklı kullanmış olmanın bir sonucudur. Kâinatta işleyen harikulade nizam aklî ve ilmî veriler çerçevesinde değerlendirildiğinde bu sanat eserinin bir sanatkâra dayandığı o sanatkârın da ancak Yüce Allah olduğu idrak edilmiş olur.
Parçaya göre;
I. İmanın geçerli olması için akıllı olmak şarttır.
II. İnanan insan, iman esaslarını aklıyla bulabilir.
III. Akıl, Allah’ın (c.c.) varlığını ve birliğini keşfedebilir.
İfadelerinden hangisi/hangileri doğrudur?
Aşağıdakilerden hangisi dinin özünü oluşturan unsurlardan değildir?
Allah (c.c.) canlı ve cansız olarak çok sayıda ve farklı türde varlık yaratmıştır. Bunların hepsine belli bir ölçü ve düzen verilmiş, her biri ayrı ayrı hikmetlerle donatılmıştır. İnsana akıl ve irade verilmiştir. Din duygusu insanda doğuştan mevcuttur. Ancak bu duygu ile insanın dünyadaki varlık sebebini ve görevlerini, Allah’ın (c.c.) emir ve yasaklarını bilmesi mümkün olmazdı. Bundan dolayı Allah (c.c.) peygamberler göndererek vahyini insanlara ulaştırmıştır.
Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
• “(Resûlüm!) Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah’ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.” (Rûm suresi, 30. ayet.)
• “Her doğan fıtrat üzere doğar...” (Buhârî, Cenâiz, 79.)
Yukarıda yer alan ayet ve hadisin verdiği asıl mesaj aşağıdakilerden hangisidir?
Akıl sahibi olup da ergenlik çağına gelmiş olan her insanın en başta gelen sorumluluğu, yaratıcısını tanımaktır. O’na iman edip, bu imanın gereği olan kulluk görevlerini yerine getirmektir. Allah’a (c.c.) iman etmek; ibadete layık tek varlığın Allah (c.c.) olduğunu kabul etmeyi ve buna göre hareket etmeyi gerektirir. Yüce Allah vahiy yoluyla kendisini isimleri ve sıfatları ile tanıtır. Allah’ı (c.c.) tanıyan insan ona nasıl iman edeceğini bilir.
I. Allah’a (c.c.) iman etmekle insan cenneti hak etmiş olur.
II. Allah (c.c.) görünmediği için isim ve sıfatları ile tanınabilir.
III. Akıl sahibi olmayanlar iman ve ibadetlerle sorumlu değildir.
Son ilahî kitap Kur’an-ı Kerim geldikten sonra insanlar; Allah’a, (c.c.) meleklere, Kur’an-ı Kerim’e, ondan önce gönderilen kitaplara ve âhiret gününe iman etmek durumundadırlar. Bunlardan birine bile inanmayan kimselerin imanı muteber değildir.
Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
“…Allah’a korkuyla ve ümitle dua edin. Muhakkak ki iyilik edenlere Allah’ın rahmeti çok yakındır.” (A’râf suresi, 56. ayet.) Yukarıdaki ayete göre;
I. Çok günah işleyen kimselere Allah (c.c.) merhamet etmez.
II. Kula düşen korku ve ümit arasında itidalli bir hayat yaşamaktır.
III. Kul, Allah (c.c.) affeder düşüncesiyle sorumluluklarını aksatmamalıdır.
Aşağıdakilerden hangisi İslam alimlerinin yapmış oldukları din tanımlarından biri değildir?
Yüce Allah’ın buyruğu olan din, insanlara yön verir, onları iyi ve faydalı şeyler yapmaya yöneltir. Din; hayatı düzenleyen bir nizam, kanun ve ahlak bütünü olduğundan toplumsal işleyişin her alanını düzenleyerek huzuru sağlar. Dinin ortaya koyduğu ahlak çok güçlü ve etkilidir. Bu ahlakın etkili olmasının sebebi o dini benimseyen kişiyi içten kuşatıcı olmasıdır.
Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi dinin insana/topluma kazandırdıkları arasında yer alır?
“Şüphesiz, Allah’ı ve peygamberlerini inkâr edenler, Allah’a inanıp peygamberlerine inanmayarak ayrım yapmak isteyenler, ‘(Peygamberlerin) kimine inanırız, kimini inkâr ederiz.’ diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isteyenler var ya; işte onlar gerçekten kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.” (Nisâ suresi, 150-151. ayetler.)
“Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, müminler de iman ettiler. Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “O’nun elçileri arasında ayrım yapmayız…” (Bakara suresi, 285. ayet.)
Verilen ayetlerde vurgulanan asıl konu aşağıdakilerden hangisidir?
“Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz erdemlilik değildir. Asıl erdemli kişi Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eden; sevdiği maldan yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, yardım isteyenlere ve özgürlüğünü kaybetmiş olanlara harcayan; namazı kılıp zekâtı verendir. Böyleleri anlaşma yaptıklarında sözlerini tutarlar; darlıkta, hastalıkta ve savaş zamanında sabrederler. İşte doğru olanlar bunlardır ve işte takva sahipleri bunlardır.” (Bakara suresi, 177. ayet.)
Verilen ayete göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
I- İnanmak, tasdik etmek.
II- Emniyette olmak, güvende olmak, güven vermek.
III- Kişinin Allah’ın (c.c.) varlığını, birliğini, sıfatlarını, peygamberlerini, ahiret gününü ve bunlardan başka inanılması gereken şeyleri kalp ile tasdik edip dil ile söylemesi.
IV- Son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v) ve onun tarafından insanlığa bildirilen şeylere hiçbirini dışta bırakmaksızın inanmak, onun doğruluğu konusunda herhangi bir kuşku duymamak.
V- Boyun eğmek, itaat, teslim olmak, sulh ve barış yapmak.
Verilen tanımlardan hangisi iman kavramına ait değildir?
“Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur.” (Nisâ suresi, 136. ayet.)
Aşağıdaki soruların hangisinin cevabı verilen ayette yer almamaktadır?
İslam âlimlerine göre iman ile İslam birbiriyle yakından ilişkili kavramlardır. Bu iki kavramın aynı şeyi belirttiğini savunanlar, iman ve İslam’ın birbirini tamamladığı ve her ikisinde de tasdik ve teslimiyetin esas olduğu görüşünden yola çıkarlar. İmanın İslam’dan, İslam’ın da imandan ayrı düşünülemeyeceği bir gerçektir. Dışta ve görünürde olana İslam, içte ve kalpte olana iman denilebilir. İman kalbin tasdik etmesi, İslam ise amel ve davranışlarla bu tasdikin eyleme taşınarak görünür kılınmasıdır. İman kalple gerçekleşen tasdiktir. İslam ise dil ile ikrar, itaat, boyun eğme ve teslimiyettir.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
Yüce Allah insana akıl ve irade bahşetmiştir. İnsan aklı ile Allah’a (c.c.) iman ederek O’na yakın olur. Bu durum şu ayette açıkça belirtilmiştir: “Allah, iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin velileri ise sahte tanrılardır; onları aydınlıktan çıkarıp karanlıklara sokarlar. İşte bunlar cehennemliklerdir ve orada ebedi kalırlar.” (Bakara suresi, 257. ayet.)
“Her kim Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail’e ve Mikail’e düşman ise bilsin ki Allah da inkârcıların düşmanıdır.” (Bakara suresi, 98. ayet.)
“Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, müminler de iman ettiler. Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “O’nun elçileri arasında ayrım yapmayız”… (Bakara suresi, 285. ayet.)
Verilen ayetlere göre;
I. İnkârcılara düşman olanlar meleklere de düşmandır.
II. Peygamberler arasında ayrımcılık yapanlar inkârcılardır.
III. Mümin olmak için iman esaslarının hepsine inanmalıdır.
İnsanın temel özellikleriyle uyumlu din, fıtrat dini olan İslam’dır. Kur’an-ı Kerim’de bu tabiiliği ve saflığı ifade eden kavramlardan biri de ........... tir. ........... Allah’ın (c.c.) başlangıçtan itibaren insanlara bildirdiği, insanın tabiatına en uygun olan tevhid dinidir. Kur’an-ı Kerim’de bu sıfatla birlikte en çok adı geçen peygamber Hz. İbrahim’dir.
Parçada boş bırakılan yere aşağıdaki kavramlardan hangisi getirilmelidir?
Metindeki boşluklara getirilmesi gereken iki kavram sırasıyla aşağıdakilerden hangisidir?