Üstadı başında lacivert bir bere, sırtında kaşmir bir ceket, elinde makas, bahçesinde bulurduk; bir dal, bir gül keserken. Telaşsız, yumuşak adımlarla gelir; pek ölçülü bir nezaketle misafirlerini karşılardı. Birinci katta, pencerelerine yapraklar değen büyük bir odada toplanırdık. Hayal ötesi bir çay masası kurulurdu. Fakir mahallelerin sulh günlerinde bile tatmadığı, zengin konakların artık unutmaya başladığı dünya nimetlerine kavuşurduk burada: çay, süt, sütlü kahve, kakao... Sonra, peynirlerin her çeşidi... Reçeller, reçeller, reçeller... Çilek, muz, menekşe kokulu fondanlar... Pastalar, şokolalı, kremli, meyveli pastalar... Bisküviler, kruvasanlar, briyoşlar, küçük, ılık börekler...
Halit Ziya Uşaklıgil
Verilen metin anı türünde kaleme alınmıştır.
Buna göre, anı metin türüyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?