1. Biyografi2. Masal3. Efsane4. Makale
Yukarıdaki numaralandırılmış metin türlerinden hangisi kişisel hayatı anlatır?
Aşağıdakilerin hangisinde metin türüyle ilgili verilen bilgi için yay ayraç içinde verilen doğru - yanlış eşleştirmesi yanlıştır?
Aşağıdakilerden hangisi hikaye ve masal arasındaki farklardan biri değildir?
1. Anlatıcı 3. tekil kişidir.2. Yaşanmakta olanı değil, yaşanmış konuları ele alır.3. Açık ve içten bir anlatımı vardır.4. Anlatıcı yazarın kendisidir.
Anı türüyle ilgili yukarıda verilen numaralandırılmış bilgilerden hangisi yanlıştır?
Aşağıdakilerden hangisi deneme türünün özelliklerinden değildir?
Bazı insanlar okumakta zorluk çeker. Bu durum yaşa bağlı değildir. Nedenleri arasında sağlık sorunları, işitme, özellikle de görme bozuklukları sayılabilir. Bazen de çocuklar okulda iyi öğretilmediği için okuma öğrenemez. Bazı çocuklar da okumaktan hoşlanmayabilir, başka şeylerle uğraşmak onları daha mutlu edebilir. Okuma öğrenmekte güçlük çeken çocuklara yardımcı olmak için eğitilmiş özel öğretmenler vardır. Bunlar çocuğun neden yaşıtları gibi öğrenemediğini testler uygulayarak araştırır.
Bu parça aşağıdaki metin türlerinin hangisinden alınmıştır?
1989 yılında İzmir ’in Kiraz ilçesinde doğdum. İlköğretim ve lise eğitimimi, doğduğum ilçede tamamladım. Okul dergilerinde hikaye ve deneme yazıları yazdım. 2014 yılında, Karadeniz Teknik Üniversitesi - İletişim Fakültesi - Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümünden mezun oldum. Yine aynı yıl mezun olmadan önce, Türkiye Halkla İlişkiler Derneği tarafından düzenlenen 13. Altın Pusula yarışması, Genç İletişimciler kategorisinde Altın Pusula kazandım.
Bu parça, aşağıdaki metin türlerinin hangisinden alınmıştır?
Bir olayın yer, kişi ve zamana bağlı anlatıldığı türe ... denir.
Olağanüstü konu ve kişilerin anlatıldığı, tekerlemeyle başlayan ve iyi dileklerle biten metin türüne ... denir.
Yukarıdaki boşluklar sırasıyla aşağıdakilerin hangisiyle tamamlanmalıdır?
Yukarıda özellikleri verilen metin türü aşağıdakilerden hangisidir?
Görmüş geçirmiş, anasının gözü bir horozTünemiş bir ağacın dalına.Kurnaz tilki, sesini yumuşatarak onaDedi ki: “Kardeşçiğim artık dostuz;Barış oldu hayvanlar arasında.Müjde getirdim sana, in de bir öpüşelim;Ama Allah aşkına oyalanma;Çünkü bilirsin ya, başımdan aşkın işlerim.Oysaki siz serbestsiniz daimaİşleri düşünemeye bilirsiniz;Hem artık siz yardım da ederiz.Ama kuzum, in de aşağıya birDoya doya öpeyim gözlerinden ”“Kardeşim ” dedi horoz, “Bu mutlu haberindenDaha güzel bir haber almazdım şüphesiz.Bu nefisBu mutlu haberinden.
Bu metin aşağıdaki türlerin hangisinden alınmış olabilir?
"15 Mayıs 1987 ’de Ankara ’da doğdum. Bir yaşıma geldiğimde babamın işi gereği Ankara ’dan Denizli ’ye taşındık. Hayatımın ilk 5 yılını burada babam Mustafa Bey ve annem Fatma Hanım ile birlikte geçirdim. Sonrasında gelen tayin haberi ile birlikte Tokat ’a taşındık. Ve Zile maceramız başladı. Birkaç ay içerisinde kardeşim Emir dünyaya geldi ve böylece sıkıcı yalnızlığım sona erdi. İlköğretimimi burada tamamladıktan sonra, yeni bir tayin ile ben ortaokuldayken Bursa ’ya taşındık. Neyse ki Bursa ailemin son durak noktası oldu. Ama benim yolculuğum henüz bitmemişti. Öğretmen olmak için İstanbul Üniversite ’ndeki eğitimime başladım."
Yukarıdaki metnin türü aşağıdakilerden hangisidir?
Yahu siz de benim gibi mi düşünüyorsunuz? İnsanımızda bir alışveriş çılgınlığı türememiş mi? Ara ara gittiğim alışveriş merkezlerinde rastlıyorum. İnsanlar harıl harıl alışveriş yapıyor. Alışveriş arabasını eline alan, gezdiği her raftan ne varsa, neredeyse hiç bakmadan, düşünmeden atıyor arabasına. İhtiyacı var mı yok mu hiç düşünmüyor. Al, al, al... Ne zaman sonu gelecek bu hastalığın.
"10 Ağustos 1915. Conkbayırı´nı almak ve bütün boğaza hakim olmak için İngilizler 20.000 kişilik bir kuvvetle günlerce kazdıkları siperlere yerleşmişler, hücum anını bekliyorlardı. Gecenin karanlığı tamamen kalkmış, tan ağarmak üzereydi. 8. tümen komutanı ve diğer subaylarını çağırdım:- Mutlaka düşmanı yeneceğinize inanıyorum ancak siz acele etmeyin, evvela ben ileri gideyim, size ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birlikte atılırsınız. Bu durumdan askerlerini de haberdar etmelerini istedim. Hücum baskın şeklinde olacaktı. Sakin adımlarla ve süzülerek düşmana 20 -30 metre yaklaştım. Binlerce askerin bulunduğu Conkbayırı´ndan ses çıkmıyordu. Dudaklar sessizce bu sıcak gecede dua ediyordu. Kontrol ettim. Kırbacımı başımın üstüne kaldırıp çevirdim ve birden aşağı indirdim. Saat 4:30 da kıyametler kopmuştu. İngilizler neye uğradıklarını şaşırmıştı. "Allah Allah" sesleri bütün cephelerde, karanlıkta gökleri yıkıyordu."
Yukarıda verilen metnin türü aşağıdakilerden hangisidir?
Kitaptan niçin korkarlar? Bunu bir türlü anlayamadım. Kitaptan korkmak; in san düşüncesinden korkmak, insanı kabul etmemek demektir. Kitaptan korkan adam, insanı mesuliyet hissinden mahrum ediyor demektir. "Bırak, senin yerine ben dü şünüyorum!" demekle, "Falan kitabı okuma!" demek arasında hiçbir fark yoktur. İnsanoğlu her şeyden evvel mesuliyet hissidir ve bilhassa fikirlerin mesuliyetidir. Ondan mahrum edilen insan, kendiliğinden bir paçavra haline düşer.
Yukarıdaki parçanın türü aşağıdakilerden hangisidir?
"Ünlü yazar Rıza Ali Sinanoğlu 1945 Malatya doğumludur. Babası Derviş Hikmet Sinanoğlu, annesi ise Nuriye Sinanoğlu ’dır. Beş kardeşin ikincisidir. İlk, orta ve lise öğrenimini Malatya ’da tamamlamıştır. Hukuk Fakültesi bölümünden mezun olmuş, daha sonraki yıllarda edebiyat bölümünü de okumuştur. İlk romanını 1968 yılında yayımlamıştır. ‘ ’Hayal Dünyası ” adlı romanı birçok baskı görmüş ve döneminin en çok satan romanları arasında yerini bulmuştur. Roman türünün yanı sıra hikaye örnekleri de vermiştir. Özellikle ‘ ’Derme Çatma Hayatlar ”, ‘ ’Beklenen Atlı ” gibi hikaye kitapları, en çok tanınan hikaye kitapları arasında sayılmaktadır."
Yukarıda verilen parçanın türü aşağıdakilerden hangisidir?
Bir zamanlar cimri bir adam yaşarmış. Öyle cimriymiş ki bütün mallarını altınla değiştirmiş. Bir çuval altını olunca da gidip bir ağacın dibine gömmüş.Gelgelelim aklı hep altınlarındaymış. Onları düşünmekten gözüne uyku girmez olmuş. Yemeden içmeden kesilmiş. Gece gündüz demez, aklına estiği zaman gider, toprağı kazarmış. Sonra altınlarını bir bir sayarmış. Rastlantı bu ya. Oradan geçen biri olanları uzaktan görmüş. Bakmış ki bu iş her gün tekrarlanıyor, durumu hemen anlamış."Bu adam cimrinin biri." diye düşünmüş.Bir zaman sonra bizim cimri yine toprağı kazmış. Kazmış ama altınlar yerinde yok! Ne yapsın? Başlamış dövünmeye, çırpınmaya.Uzun zamandır cimriyi gözleyen adam dayanamamış."Ne var? Ne oldu da böyle ağlıyorsun?" diye sormuş.Cimri cevap vermiş:- Daha ne olsun? Altınlarım yok olmuş. Hepsi çalınmış! Olan biteni bilen adam:- Altının ha varmış ha yokmuş. Harcayıp yemedikten sonra bir taş al, altın yerine onu göm. Senin için hiç fark etmez, demiş.
Daha ilk çağlarda futbolu andıran oyunlar oynandığı bilinmektedir. Avrupa´da İÖ 2. yüzyılda Romalılar tarafından yaygınlaştırılan bir oyun futbola çok benziyordu. Bu oyun bugünkü futbolun öncüsü sayılır. Bu eski Roma oyunu İngiltere´de öylesine sevilmişti ki karşılaşmalar kentler arasında çatışmaya bile yol açmıştı. Bundan dolayı bu oyun 12. yüzyılda yasaklanmıştı.
Bu metnin türü aşağıdakilerden hangisidir?
En büyük bela sineklerdi. Milyonlarca sinek vardı. Siperin bir yanı kara bir kütleyle kaplıydı. Açtığın her şey, örneğin bir teneke et bir anda sineklerle örtülürdü. Bir kutu reçel bulacak kadar talihliysen açtığında önce sinekler dalardı içine. Sinekler ağzının çevresinde, yaralarının üzerindeydi. Vücudunun bir yerini açtığında sineklerle kaplanırdı.
Aşağıdakilerden hangisi “fabl” türündeki eserler için söylenemez?
Aşağıdakilerden hangisi Maupassant tarzı hikâyenin özelliklerinden biri değildir?